Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, aile müessesinin kutsal olduğuna değinerek 3+1 çakılı sözleşmeli personelin eş durumu tayini başta olmak üzere, farklı kurumlarda çalışan eşlerin bir araya gelmesi için yönetmeliğin revize edilmesini istedi.

Taşkın, 3+1’in sözleşmeli personelde uygulandığını, kadroya geçen sözleşmeli personel için yapılan düzenlemede 3+1’in aynen korunarak sözleşmeden kadroya geçenlerin aile bütünlüğünün tehlikeye girdiğine işaret etti.

Ailenin güçlendirilmesi için söz konusu yönetmelikte yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu belirten Necip Taşkın, konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Anayasa'nın 41. maddesinin 1. ve 2. fıkrası aile birliğinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınmasını hüküm altına almıştır. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72. maddesinin 2. fıkrası ise devlet memurunun naklen atanmasında aile birliğinin sağlanması için tedbir mahiyetinde bir maddedir.

Danıştay; Aileyi parçalanmaktan kurtarmak, bireylerini bir arada tutmak suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmelerinin sağlanması için gerekli ortamın sağlanıp sağlanmadığına bakarak karar vermektedir.

Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde çalışanların gerek naklen atamalarında gerek sözleşmeden kadroya geçenlerde 3+1 şartı uygulandığı için aileler parçalanmaktadır. Üniversite hastanelerinde çalışanlarda tayin hakkı olmadığı için ailelerin birleşmesinin tamamen imkânsız olması başlı başına bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Bu ailelerin parçalanmasına neden oluyor. Bu da çocukların ruhi ve bedeni gelişimlerinde olumsuz etkiler oluşturabilmektedir.

       3+1 ciddi problemler yaratmıştır. Bu problemlerin giderilebilmesi için de yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Eşlerden SGK veya Bağ-Kur’lu olanların ve farklı kurumlarda görev yapan personelin aile birliğinin sağlanması açısından 3+1 yerine 1+1 şeklinde yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. İlgili bakanlıkların bu konuda acilen çalışma yapmasını talep ediyoruz.” Aile butunlugu

Pin It

Cumhuriyetin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aramızdan ayrılışının 86. Yıl dönümünde anma mesajı yayınlayan Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak millet şuurunun gelişmesini sağlayan Mustafa Kemal ATATÜRK’ü her zamankinden fazla aradığımız bu günlerde fikirlerinin yaşadığını görmenin sevindirici olduğunu söyledi.

10 Kasım nedeniyle açıklama yapan Genel Başkan Necip Taşkın, ATATÜRK’ün, her yıl 10 Kasım’da fikirleri ve devrimleriyle anılması gerektiğinin altını çizerek şunları ifade etti:

“ATATÜRK’ün gerçekleştirdiği devrimler, milletimizin ilerlemesini, devletin kalkınmasını ve gelişmesini sağlayacak niteliktedir. Onu anlayabilmek için Cumhuriyet’in neden kurulduğunu anlamak gerekir.

Türkiye, bugünkü ekonomik yapısını ve kültürel gelişimini onun ilke ve devrimlerine borçludur. Ekonomi de ve kültürde milli şuurun oluşmasını sağlamıştır. Kapitülasyonların boyunduruğu altında olan ekonomiyi milli ekonomi şuuruyla kurtarmış ve Türkiye ekonomisinin gelişmesini sağlamıştır.

“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözüyle dünyaya barış mesajları vermiştir. Bu meşhur söz pek çok ülkede anlamını bulmuştur. Ülkemizde de milletin kendi kendisiyle barışık yaşamasının özünü teşkil etmiştir. Dünya devletlerinin kendi aralarındaki ihtilaflara, savaşlara karışmamaya ve bütün devletlerle barış içinde yaşamaya özen gösteren ATATÜRK, milletini uluslararası felaketlerden korumak için büyük mücadele etmiştir. O büyük insan, ilkeleriyle bugünkü Türkiye’yi inşa etmiştir. Onun bıraktığı Cumhuriyete sahip çıkmak ve korumak görevimizdir.

Onun gibi bir devlet adamı dünyaya gelmemiştir. Vatan, bayrak ve millet şuurunu oluşturan bu büyük lider, bir bayrak altında Millet olarak yaşamanın anlamını bize öğretmiştir. Bu nedenle ona çok şey borçluyuz. Bu vesileyle, büyük lider ATATÜRK’ü ölümünün 86. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz.”10 Kasim 2024

Pin It

Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, yüksek enflasyon nedeniyle memurun maaşında oluşan mali kayıpların telafi edilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun Ekim ayı enflasyon rakamlarını açıklamasının ardından konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Taşkın, açıklanan enflasyon rakamlarının hiçbir zaman inandırıcılığının bulunmadığının altını bir kez daha çizerek, gerçek enflasyonun memurun, emeklinin, asgari ücretlinin yaşadığı enflasyon olduğunu belirterek şunları söyledi:

“TÜİK’in açıklamasına göre TÜFE'deki değişim 2024 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre %2,88, bir önceki yılın Aralık ayına göre %39,77, bir önceki yılın aynı ayına göre %48,58 ve on iki aylık ortalamalara göre %62,02 olarak gerçekleşti. Dar ve sabit gelirli kamu çalışanları ve emekliler sabit maaşlarıyla geçinemediklerini gördükleri ve cebinden gideni daha iyi bildikleri için bu rakamlara inanmıyor. Enflasyonla mücadele adı altında dar ve sabit gelirli kamu çalışanları yoksullaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon sepetindeki maddelerin fiyatlarını nereden alıyorsa açıklasın ki memur ve emekli de oralardan alışveriş yapsın. Sivri biberin 80 TL olduğu bir ülkede Ekim ayı enflasyonu %2.88 olarak açıklanıyorsa sözün bittiği yerdir! Çarşının pazarın, marketlerin fiyatları ortada iken TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarına inanmamızı kimse beklemesin. Dolaylı dolaysız vergiler bir yandan, enflasyon bir yandan her geçen gün yoksullaşan dar ve sabit gelirli kamu çalışanlarının Anayasa ile güvence altına alınan insanca yaşama hakları elinden alınıyor! Memur ve emekli yoksullaşırken, bu yoksulluk en başta sağlık sorunlarını gündeme getiriyor. Sonbaharın ortasındayız ve ücretliler bir yandan gıdaya erişimde zorlanırken diğer yandan faturalarını ödeyememe korkusuyla yaşıyorlar. Her gün eriyen düşük maaşla satın alma gücü düşen kamu çalışanlarının bu maaşla yaşamaya çalışmasının doğal sonucu açlık, hastalık ve yoksulluktur. Dolayısıyla dar ve sabit gelirli memur ve memur emeklilerine yoksulluk sınırının üstünde maaş verilerek insanca yaşaması sağlanmalı ve öncelikle enflasyon nedeniyle oluşan mali kayıpları telafi edilmelidir.” Enf Kayp

Pin It

       Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda Yardımcı Hizmetler Sınıfı (YHS) olarak geçen sınıfın günümüzde işlevselliği kalmadığı gerekçesiyle kaldırılarak, bu sınıfa ait kadrolarda çalışanların bir sefere mahsus olmak üzere memur kadrolarına geçirilmeleri gerektiğini söyledi.

       Taşkın, 657 sayılı Kanun’un 36. Maddesinin X bendinde tanımlanan Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın tartışılan madde olduğuna dikkat çekerek, Kanun’un Yardımcı Hizmetler Sınıfıyla ilgili bölümünün revize edilmesi gerektiğini söyledi.

       Yardımcı Hizmetler Sınıfı görev tanımlamasının yarım asrı geçmesine rağmen Kanun’un pek çok maddesi revize edildiği halde YHS ile ilgili maddenin yeniden düzenlenmediğinin altını çizen Taşkın, Kanun’da tanımlanan “tedavi kurumlarında hastaların ve hastanelerin temizliği ve basit bakımı ile ilgili hizmetleri yapmak” şeklindeki görevin taşerondan kadroya geçen işçiler eliyle yürütüldüğünü belirterek şunları ifade etti:

       “Pek çok maddesi değişen 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda YHS’nın günün şartlarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi göz ardı edilmektedir.  Meclis’in bu konuyu gündemine almasını ve gittikçe sorun haline gelen YHS konusunun çözülmesini istiyoruz. Yataklı Tedavi Kurumlarında temizlik hizmetleri taşerondan kadroya geçenler tarafından yürütülüyor. Çoğunluğu VHKİ’nin yaptığı görevleri yapmaktadır. Bu nedenlerle günümüzde Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın bir işlevselliği kalmadı. YHS kadrosunda çalışan personel içerisinde lise, yüksekokul ve üniversite mezunu olanlar var. Dolayısıyla YHS’da çalışan kamu görevlilerinin Genel İdari Hizmetler Sınıfı (GİHS) ve Teknik Hizmetler Sınıfı (THS) kadrosuna geçirilmeleri gerekmektedir. Çeşitli tarihlerde yapmış olduğumuz açıklamalar da YHS’nın kaldırılmasını talep etmiştik. Yardımcı Hizmetler Sınıfı kadrolarında çalışanların eğitim durumlarına göre sınavsız olarak memur kadrolarına geçirilmelerinin uygun olacağını düşünüyoruz.

3600 Ek Gösterge Mağduriyeti Giderilsin

3600 ek gösterge mağduriyetinin giderileceği yönünde defalarca söz verilmesine rağmen mağduriyet hâlâ devam ediyor. Sağlık teşkilatlarında kadro ve unvan fark etmeksizin tüm çalışanların 3600 ek göstergeden yararlandırılması gerekir. 7. Dönem Toplu Sözleşme de konuyla ilgili yetkili Konfederasyon tarafından çalışma yapılacağı yönünde anlaşma sağlanmış olmasına rağmen konu uzatılarak sürüncemede bırakılmaktadır. Konuyla ilgili çalışmanın ne zaman başlayıp ne zaman bitirileceği muallaktadır. Seçim öncesi 3600 ek göstergeden yararlanamayanların da yararlandırılmasının sağlanacağı ifade edilmiş ancak bugüne kadar herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. 1. Dereceye gelmiş bazı meslek elemanları ne yazık ki mağdur edilmiştir. Kamu kurumlarında 3600 ek göstergeden yararlananlarla yararlanamayanlar arasında adaletsizlik oluşmuştur. Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olan bu uygulamanın bir an önce çözümlenmesini istiyoruz.”  3600 ek

 

Pin It

Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, hastalıkların tanı ve tedavisinde çok önemli rolü olan radyoloji dalında hizmet veren teknikerler ve teknisyenlerin işyeri çalışma koşullarının iyileştirilmesini ve özlük haklarının genişletilmesini istedi.

Radyoloji dalında hizmet veren sağlık çalışanlarının sosyal, mesleki ve ekonomik sorunlarının olduğunu, bu sorunların da her geçen gün büyüdüğüne vurgu yapan Taşkın, radyolojinin en büyük tehlikesinin radyasyon yayması ve korunmasız teması halinde hem hastaya hem hizmet veren sağlıkçılara ciddi etkilerinin olduğunu, radyasyona maruz kalan sağlık çalışanlarının önlem alınmadığı takdirde ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabileceklerine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Radyoloji dalında çalışanların meslek hastalıklarına yakalanma riski çok büyük. Bu dalda çalışanların mesleki düzenlemesi Avrupa standartlarına göre olmalıdır. Radyasyon riski de dikkate alınarak insanca yaşayabilecekleri bir ücret verilmeli ve bunun emekliliğe yansıtılması sağlanmalıdır. Radyoloji teknisyen ve teknikerlerinin işyeri koşulları iyileştirilmeli,  idari baskılara ve keyfiyete son verilmelidir. Özlük hakları iyileştirilmeli ve radyoloji birimlerinde ehliyetsiz elemanların çalıştırılması engellenmelidir. Halen çalışan radyoloji tekniker ve teknisyenlerinin üzerindeki iş yükünün hafifletilmesi amacıyla radyoloji, nükleer tıp ve radyoterapi mezunlarına kadrolu istihdam sağlanmalıdır. Kamu hastanelerinde bu alanlarda hizmet alımı yapılmamalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle 8 Kasım Dünya Radyoloji Gününü kutluyor, radyoloji teknisyen ve teknikerlerine huzurlu, mutlu, sağlıklı ve başarılı bir çalışma hayatı temenni ediyorum. “ Radyolji

Pin It

Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanlara yönelik şiddet eylemlerinin tehlikeli boyutlara ulaştığını ve bir an önce önlem alınması gerektiğini söyledi.

Bugüne kadar ruh hastası insanların sağlık çalışanlarını hedef alan tutum ve davranışlarını kınamaktan başka bir şey yapılmadığını belirten Taşkın, sağlık teşkilatlarından her gün bir şiddet vakasıyla karşılaşıldığını, ancak caydırıcı cezalar verilmediği için artarak devam ettiğine dikkat çekerek,Sağlık çalışanlarına yapılan şiddeti içselleştirmeyeceğiz ve bu şiddet sarmalına boyun eğmeyeceğiz. Ruh hastalarının alçak ve hain saldırılarına karşı direneceğiz!” ifadelerini kullanan Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Psikopatların 112 Ambulanslarına yol vermediğini hatta durdurup içinde hasta var mı diye kontrol ettiklerine şahit oluyoruz! Hastaların ölümüne neden olabilirler. Hem sağlık görevlisinin görevini yapmasına engel oluyorlar hem de hasta sağlığını tehlikeye atıyorlar. Soruyorum, bu yaratıklara ne yapıldı? Cani ruhlu yaratıklar hastanelere, ASM’lere silah ve kesici aletlerle istedikleri gibi girip çıkıyorlar. Yetkililer ise popülist söylemlerle günü geçiştirmeye çalışıyor. Şiddete kesin ve kalıcı çözümler üretilmesi için gereği bir an önce yapılmalıdır. Her gün yaşanan şiddet olayları nedeniyle sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonu bozuldu! İşe ve işyerine uyumunu bozan şiddetten bir an önce kurtarılması gerekiyor. Bugün sağlık çalışanlarının önceliği ne yazık ki şiddet olmuştur! Şiddeti hortlatan ve sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıran da siyasilerin “hasta memnuniyeti” kapsamındaki söylemleridir. En alt kadrodan doktoruna kadar her gün hakarete, darp, tehdit ve ölüme varan vakalarla burun buruna çalışmanın sağlık çalışanları üzerindeki olumsuz etkilerini düşünmenizi hatta Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere yetkili makamların konuyla ilgili ciddi bir inceleme ve araştırma yapmasını istiyoruz. Üç maymunu oynayan yetkililer sağlık çalışanlarının bu sorunlarına neden sessiz kalıyorlar. Personelinin haklarını korumak zorunda olan Sağlık Bakanlığı bunlara neden sessiz? Sağlık hizmetlerinin etkin, verimli ve zamanında sürdürülebilirliği tehlikededir! Her fırsatta sağlık çalışanlarına saldırmayı kendilerinde hak gören psikopatların sağlık hizmetlerini engelledikleri neden dikkate alınmıyor? Devlet eliyle, Türkiye genelinde sağlıkta şiddetin sona erdirilmesi için kampanya başlatılmalı, ağır müeyyideler getirilmelidir. Sağlık Bakanlığı ve tüm yetkili kurum ve kuruluşlardan etkin mücadele yapılmasını istiyoruz.” Şİddet saglik

Pin It

Diğer Makaleler...